İDAM EDİLENLER
İsmail Canbulat 1918’de iki ay Dahiliye Nazırı olarak da
görev yapan İsmail Canbulat, İttihat ve Terakki’nin selefi Osmanlı Hürriyet Cemiyeti kurucularından
ve üç kişilik idare heyeti üyesinden biriydi. 1926’da milletvekiliyken Atatürk’e suikast girişiminde
bulunmak suçlamasıyla İzmir İstiklal Mahkemesi’nde yargılanarak idam edildi. Yine İttihat ve
Terakki (İTC) önderlerinden olan Kara Kemal de vurularak öldürüldü. Hakkındaki hemen her yorumda kaçarken bir tavuk
kümesinde kıstırılarak öldürüldüğü itinayla belirtildi.
Sarı Efe Edip Düzce isyanının
bastırılmasında yararlılık gösterdi. Garp cephesinde etkili işler yaptı. Atatürk’e
suikast girişimi şuçlamasıyla İzmir İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı, idam edildi.
Cavit
Bey İkinci Meşrutiyet Dönemi’nin Maliye Bakanı Cavit Bey, Düyun-u Umumiye’nin de destekçilerinden
biriydi. İzmir Suikastı davasında yargılanarak idam edildi.
İskilipli Atıf Hoca Şapka
Kanunu ülkede belirli bir direnişle karşılaştı. Yasa kabul edildiği gün bazı illerde protesto
gösterileri oldu. Eylemlere katıldığı ileri sürülen birçok kişi İstiklal Mahkemeleri’nde
yargılandı. Bazıları idam edildi, bazıları hapse atıldı. İdam edilenlerden biri
de İskilipli Atıf Hoca’ydı. Gerçekte Atıf Hoca, protesto eylemlerine bizzat katılmamış,
fakat şapka kanununun yayımlanmasından bir yıl önce yazdığı, ‘Frenk Mukallitliği
ve Şapka’ adlı kitabından dolayı Ankara İstiklal Mahkemesi’nce suçlu bulunarak idama
mahkûm edildi, 1926’da asıldı.
Sabahattin Ali Yazar Sabahattin Ali, hayatı boyunca
bir muhalif oldu. Üzerindeki baskıların artması üzerine, 1948’de Bulgaristan’a geçmeye çalışırken,
kılavuzu tarafından ‘milli hisleri tahrik’ ettiği gerekçesiyle öldürüldü. Katil, emekli astsubay
Ali Ertekin, aynı yıl çıkan afla serbest kaldı. Ali’nin işkence sonucu öldürülüp, suçu aynı
zamanda MAH ajanı olan Ertekin’in üstlendiği yönündeki iddialar hâlâ kanıtlanamadı.
Topal
Osman Giresunlu bir çete reisiyken Milli Mücadele yararına önemli işler yaptı. Rum çetecilerle mücadele
etti, Koçgiri Ayaklanması’nın bastırılmasında önemli rol oynadı. Mustafa Suphi ve arkadaşlarını
öldürdü. Atatürk’ün güvenini kazandı; astığı astık kestiği kestik tavırları
hep göz ardı edildi. Topal Osman, 1923’te muhalif milletvekili Ali Şükrü Bey’i öldürtünce, Mustafa Kemal
tarafından kendisine tahsis edilen Papazın Bağı’ndaki evinde öldürüldü. Ölümü iddialara göre Mustafa
Kemal’in emriyle gerçekleştirildi. Cesedi sonraki günlerde gömüldüğü yerden çıkarılarak ibret için
Meclis kapısı önünde asıldı.
ESKİ REJİMLE BAŞI DERDE GİRENLER
Fevzi Çakmak Mustafa Kemal ile birlikte rütbesi mareşalliğe yükseltilmiş olan
Fevzi Çakmak, Osmanlı Hükümeti’nce hain ilan edilmiş ve hakkında idam kararı verilmişti. 1946’da
Demokrat Parti’yle yeniden TBMM’ye giren Çakmak, daha sonra Millet Partisi’nin kurucuları arasında
yer aldı. 1950’de öldüğünde, düzenlenen cenaze töreni CHP karşıtı gösteriye dönüştü ve
Çakmak, büyük bir kalabalık tarafından tekbir sesleri arasında gömüldü.
Yakup Cemil İttihat
ve Terakki'nin en önemli tetikçisiydi. Ancak Enver Paşa, Talat Paşa tarafından Yakup Cemil’in darbe hazırlığında
olduğuna ikna edilince tutuklandı. Vatana ihanetten idam edildi. Çocuklarına vatana hizmet maaşı
bağlandı.
Damat Ferit Paşa Son sadrazamlık görevi sırasında Sevr Antlaşması'nı
imzaladı. İstanbul Hükümeti ile TBMM'nin uzlaşmasına engel oldu ve İngilizlerin baskısı
ile görevinden ayrıldı. 1922 yılında yurtdışına kaçtı, 1923’te Fransa’da
öldü.
GÖZ HAPSİNDE TUTULANLAR
Sabiha ve Zekeriya Sertel Sabiha ve Zekeriya Sertel yazarı oldukları
Tan gazetesinde, tam da Sovyetlerle ilişkilerin gerildiği bir dönemde ‘sıcak ilişkiler’ önerince
hain ilan edildiler. 1945’teki bu kriz sırasında Tan gazetesinin yanı sıra sol yayınlar satan
kitapevleri, bazı dergiler yağmalandı. Tan baskını sırasında göstericiler, “Kahrolsun
komünistler, kahrolsun Serteller” sloganları attı. Serteller tutuklandı, göstericilerden hiçbiri yakalanamadı.
Serteller 1950’de yurtdışına gitti.
Turancılar Rejim, 1944 itibarıyla, İkinci
Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında müsamaha gösterdiği Turancıları köşeye
kıstırdı. Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, H. Ferid Cansever, Zeki Velidi Togan, Alparslan Türkeş,
Orhan Şaik Gökyay’ın da aralarında bulunduğu Turancılar hakkında 1944’te takibat
başlatıldı ve 23 kişinin tutuklandığı bir dava açıldı. İsmet İnönü’nün,
takibat kararı üzerine yaptığı konuşma Cumhuriyet gazetesinde ‘Türk Vicdanının Gür
Sesi’ başlığıyla yayımlandı. İnönü kısaca şunları söylüyordu: “İnsaf
edin, Türk vatandaşı geliştirmek için bütün iyi şartları üzerinde toplamış olan feyizli
yolu bırakır da ırkçıların milleti parçalayacak nifaklı zehirlerine cemiyeti kaptırır
mıyız?”
Yüzellilikler Lozan Barış Görüşmeleri sırasında Milli
Mücadele aleyhine faaliyet gösterdikleri gerekçesiyle af kapsamı dışında tutulan ve Bakanlar Kurulu tarafından
adları tespit edilen yüz elli kişi 1924’te sürgüne gönderildi; 1927’de de vatandaşlıktan çıkarıldı.
Yüzellilikler arasında, Vahdettin’in maiyeti, Kuvayi İnzibatiye komutanları, Çerkes Ethem ve arkadaşları,
Çerkes Kongresi’ni düzenleyenler, çete reisleri, düşmanla işbirliği yapan gazeteciler vardı. Mustafa
Sabri, Tarık Mümtaz, Rıza Tevfik (Bölükbaşı), Gümülcineli İsmail Hakkı, Vali Ali Galip, Sait
Molla, Refik Halit (Karay), Refi Cevat (Ulunay) gibi tanınmış isimler de vardı. Yüzellilikler, 1938’de
affedildi. Said Nursi İttihad-ı Muhammedi, Cemiyet-i Müderrisin
ve Kürt Neşr-i Maarif Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. Milli Mücadele hareketine katıldı,
laik uygulamalarla ters düşmesi yüzünden yollar ayrıldı. 1925 ayaklanmasından sonra tutuklandı. Isparta,
Eskişehir, Kastamonu, Denizli ve Afyon’a sürüldü. 1950’de DP iktidara gelince serbest bırakıldı.
1960’ta öldü.
|