bilin.gif

ATATURK VE ISLAM
ERMENI OLAYLARI
ATATURK'TEN ANILAR
BILIYORMUSUNUZ?
ISTIKLAL MAHKEMELERI
ATATURK

ATATÜRK’ÜN İSLAM'A VE MÜSLÜMANLARA HİZMETLERİ

Tarihte bütün büyük kişiliklerin, kahraman ve kurucu büyük önderlerin hem çok sevenleri olmuş, hem de pek çok düşmanı bulunmuştur. Konuya yakından bakıldığında bu durumun olağan olduğunu söylemek gerekir. Çünkü söz konusu büyük önderler, ülkelerine ve uluslarına çok büyük hizmetler yapmışlardır. O nedenle de büyük sevgi ile saygı görürler uluslarından. Buna karşılık söz konusu kurucu önderler, kendi uluslarına hizmet ederlerken, birtakım kişi ile topluluklara da zarar vermiş olabilirler. O nedenle de, zarara uğrayanlarla onların etkisinde bulunanlar, o önderlere düşman olurlar. İşte Atatürk de büyük tarihsel kişiliklerden olup kendisine çok büyük sevgi ile saygı gösteren yüzmilyonlar vardır. Buna karşın ona hınç duyup, nefret gösterenler de bulunmaktadır.

Atatürk ülke ile din savunması için, İslam ve Müslüman savunması için yaşamının en değerli yıllarını savaşlarda geçirmiş, çok büyük zorluklara katlanmış, ülkesiyle dinine, İslam’a ve Müslüman ulusuna inanç ve bağlılığın göstergesi olarak düşmanlarla çetin savaşlara girerek çok büyük zaferler kazanmıştır. Bu savaşlarla zaferler, Atatürk’ün ne denli büyük bir Türk ve Müslüman oluşunun en büyük kanıtlarıdır. Çünkü Atatürk’ün o savaşlarla zaferleri bizim bu gün özgür, bağımsız, onurlu bir ulus devlet olarak var olmamızı sağlayan en önemli etkendir. Atatürk ile onun zaferleri olmasaydı, bizim bugün Türk ve Müslüman olarak yaşamamız belki de hiç olanaklı olmayacaktı.

           Atatürk’e düşman olanlar onun yapıtlarını yıkmaya çalışırlar. Bu nedenle

de Atatürk’ümüzü ve yaptıklarını her fırsatta kötülerler. Çarpıtılarak saptırılmış yorumlarla yıpratmaya çalışırlar. İftiralar uydururlar. Çünkü Atatürk’ü kötüleyerek O’nu gözden düşürmeye çalışarak O’nun yapıtlarını yıkabileceklerini düşünürler. Dolayısıyla da kendi çıkarlarına yararlar umup dururlar.

Atatürk İslam’a ve Müslümanlara zarar vermemiş tersine çok büyük hizmetler yapmıştır. Atatürk gerçek İslam’a değil, İslam adına uydurulan hurafe ve sapkınlıklara zarar vermiştir. Atatürk, gerçek Müslüman’a değil, İslam’ı kişisel ve grupsal çıkarlarına alet edip araç yapanlara zarar vermiş, onları bu çıkarlarından yoksun bırakmıştır. Dolayısıyla da bunlar Atatürk’e düşman olmuşlardır. Kendilerine, çıkarlarına, sapkın düşüncelerine ve de hurafelerine verilen zararları, Atatürk İslam’a ve Müslümanlara zarar verdi biçiminde çarpıtarak iğrenç iftiralara dönüştürmüşlerdir.  Atatürk’ün İslam’a hizmetleri öylesine çok ve de büyüktür ki bunları bir tek yazıyla anlatmak olanaklı değildir Biz bu yazımızda şimdilik Atatürk’ün dinimize ve Müslümanlara hizmetlerinden ana başlıklar olarak söz edeceğiz.

İşte kanıtlar :

KANIT 1 : KURTULUŞ SAVAŞI : Atatürk, Kurtuluş Savaşı’mızın ve zaferlerimizin başkomutanıdır. İşgale uğrayan ülkemizi ve dinimizi Atatürk’ün önderliğinde, O’nun komutasında yıllar süren savaşla, ulusça savaşarak kurtardık. Yeniden altını çizelim : Düşman işgaline uğrayan ülkemiz, Atatürk’ün öncülüğünde, önderliğinde ve O’nun komutasında kurtulmuştur. Tutsak yaşamaktan kurtulmamızı öncelikle Atatürk’e borçluyuz.

O olmasaydı olmazdı. Atatürk’ün Kurtuluş Savaşımıza öncülük ve başkomutanlık yaparak ülkemiz ile ulusumuzu kurtarması, dolayısıyla İslam’a ve Müslümanlara hizmetleri her türlü takdirin üzerindedir. Bunu anlayabilmek için, bir an onun yokluğunu bağımsızlığımızı kazanamayacağımızı düşünmemiz yeterli olacaktır.

KANIT 2 : CUMHURİYET YÖNETİMİ İSLAM'IN ÖZÜNDE VARDIR : Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonrasında Cumhuriyet yönetimini kurarak bizi İslam’ın özünde yer alan yönetim anlayışına yükseltmiştir. Çünkü, Peygamber -imiz bütün dünya işlerini danışarak yapardı. Dört halifenin hiçbiri birbirinin oğlu ya da kardeşi değildi. Dört halifeden sonra gelen Muaviye, Cumhuriyeti kaldırdı. Yerine sultanlığı getirdi. Kendinden sonra yerine oğlunu sultan yaptı. Ve bu durum yüzyıllarca sürüp gitti. İşte, Atatürk Cumhuriyeti ilan ederek, İslam’ın dört halife dönemindeki cumhur-halk, yönetimini getirip aile saltanatına son verdi. Atatürk’ün bu başarısı İslam’a ve Müslümanlara çok büyük bir hizmet olmuştur. Öbür kimi Müslüman ülkelerde de örnek oluşturmuştur.

KANIT 3 : BU DÜNYA İÇİN DE ÇALIŞMAK : Atatürk’ten önceki, egemen anlayışa göre, kişi ötedünya için çalışmalıydı, bu dünya tümüyle önemsizdi. Üstelik, bu dünya için çalışmak büyük günah, Tanrı’dan uzaklaşma sayılırdı. Bu yanlış anlama yüzünden de, biz Müslümanlar geri kalmış; yoksul düşmüştük. İşte, Atatürk ile O’nun uyguladığı devrimler bu yanlış beyin yapısını değiştirdi. Bu dünya için de çalışmak, kalkınmak, anlayışı yerleşti. Sonuçta, belli bir kalkınma düzeyine ulaştık. Bu anlayış değişikliği olmasaydı biz bugün şimdikinden yüz kat daha kötü durumda olacaktık.

KANIT 4 : KUR’AN-I KERİM’İN TÜRKÇEYE ÇEVRİLEREK TOPLUMA ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMASI : Biz Türkler bin yılı aşkın bir zamandan beri Müslüman olmamıza karşın dinimizin kutsal kitabından hiçbir şey anlamazdık. Yalnızca imamların bir bölümü, o da Arapça bilenleri anlardı. Türk ulusu Arapçasını dinleyip okurdu ama Kur’an-ı Kerim’den hiçbir şey anlamazdı. Atatürk, Türk ulusu İslam’ı öğrensin diye kendi cebinden parasını vererek, Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur’an-ı Kerim’in Türkçe çeviri ve açıklamasını 9 cilt olarak yaptırdı. Hazırlanan yapıtın Diyanet İşleri Başkanlığı’nca basılmasını isteyerek topluma ücretsiz olarak dağıtılmasını sağladı.

KANIT 5 : HADİSLERİN TÜRKÇEYE ÇEVRİLEREK TOPLUMA ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMASI : Atatürk, yine ulusumuz dinini anlayıp öğrensin diye Peygamberimizin hadislerini Türkçe’ye çevirtti. Peygamberimizinmiş gibi gösterilen ama Kur’an-ı Kerim’le çelişen uydurma sözler ayıklandı. Bu çalışmaların sonucu ortaya çıkan yapıtlar yine Diyanet İşleri Başkanlığı’nca basılarak, Atatürk’ün isteği üzerine, topluma ücretsiz olarak dağıtıldı. O güne dek böyle bir hadis çevirisi yapılmamıştı.

KANIT 6 : HUTBELERİN TÜRKÇELEŞTİRİLMESİ : Bugün camilerimizde, cuma günleri okunan hutbeler, Atatürk’ten önce Arapça‘ydı. Türkçe konuşan ve Arapça bilmeyen Türk ulusuna Arapça hutbe okunup öğüt veriliyordu. Hiç kimse de hiçbir şey anlamıyordu. İşte, Atatürk bu saçmalığa da bir son vererek hutbelerin öğüt kısmının Türkçe olmasını sağladı. Bugün ulusumuz camilerde Türkçe hutbe dinleyerek, dinini öğrenip öğüt almaktadır.

KANIT 7 : DİNLE SİYASETİN BİRBİRİNDEN AYIRILMASI : Atatürk, laiklik ilkesiyle din ile siyaseti birbirinden ayırdı. Böylece dini, bir siyaset ve çıkar sağlama aracı olmaktan kurtardı. Bugün biz dini siyasete araç yaparak, kendi gibi düşünmeyenleri kafir sayanları gördükçe, Atatürk’ün ne denli doğru yaptığını daha iyi anlayabiliyoruz. Dinle siyaset birbirinden ayrılmasaydı, dünyadaki örnekleri gibi, topluluklar birbirleriyle cihat yaparlardı.

KANIT 8 : İLAHİYAT FAKÜLTESİNİN AÇILMASI : Türk ulusunun dinsel gereksinimlerini sağlıklı biçimde karşılayabilmesi amacıyla bu fakülteyi açan Atatürk’tür. Atatürk döneminde öğrenci alım sayısının ülkenin nitelikli din adamı gereksinimini karşılayacak sayıda tutulduğunu görüyoruz.

Özetle, bütün bunlar Atatürk’ün İslam’a ve Müslümanlara yapmış olduğu hizmetlerin yalnızca konu başlıklarıdır. Atatürk, İslam’a kesinlikle düşman değildir. Atatürk hurafecilikle savaşmıştır. O’nu İslam düşmanıymış gibi göstermeye çalışanlar da bunu bilir. Ama ülkemizde hurafecilik sürdükçe bu iğrenç iftiralar da sürecektir. Hurafecilik, en başta, yüce dinimize en büyük zararları vermektedir.

Atatürk’ümüz ve şehitlerimiz için dualarımızı eksik etmeyelim. Yüce Tanrı, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimize çokça rahmet eylesin; bizlere de akıl-fikir versin.            

 

                  

Paylas